Araştırma ilerledikçe, endüstriyel atık suyun demir-karbon mikroelektrolizi kullanılarak arıtılmasına yönelik teknoloji giderek daha olgun hale geldi. Mikroelektroliz teknolojisi, dirençli endüstriyel atık suyun arıtımında önem kazanıyor ve mühendislik uygulamalarında yaygın uygulama alanı buluyor.
Mikroelektrolizin prensibi nispeten basittir; atık su arıtımı için elektrokimyasal hücreler oluşturmak amacıyla metallerin korozyonundan yararlanır. Atık demir artıklarını hammadde olarak kullanan, elektrik kaynağı tüketimi gerektirmeyen bu yöntem, “atıkların atıkla işlenmesi” kavramını da bünyesinde barındırıyor. Spesifik olarak, mikroelektroliz işleminin iç elektrolitik sütununda, atık demir artıkları ve aktif karbon gibi malzemeler sıklıkla dolgu maddesi olarak kullanılır. Kimyasal reaksiyonlar yoluyla, atık sudaki oksidatif özelliklere sahip belirli bileşenleri azaltabilen güçlü indirgeyici Fe2+ iyonları üretilir.
Ek olarak Fe(OH)2, su arıtımında pıhtılaşma için kullanılabilir ve aktif karbon, organik bileşikleri ve mikroorganizmaları etkili bir şekilde ortadan kaldıran adsorpsiyon yeteneklerine sahiptir. Bu nedenle mikroelektroliz, mikroorganizmaların büyümesini ve metabolizmasını uyaran bir demir-karbon elektrokimyasal hücre aracılığıyla zayıf bir elektrik akımının üretilmesini içerir. Dahili elektroliz su arıtma yönteminin en önemli avantajı, enerji tüketmemesi ve çeşitli kirleticileri ve renklenmeyi atık sudan aynı anda çıkarırken dirençli maddelerin biyolojik olarak parçalanabilirliğini arttırabilmesidir. Mikroelektroliz su arıtma teknolojisi genellikle atık suyun arıtılabilirliğini ve biyolojik olarak parçalanabilirliğini arttırmak için diğer su arıtma teknikleriyle birlikte bir ön arıtma veya tamamlayıcı yöntem olarak kullanılır. Bununla birlikte, nispeten yavaş reaksiyon hızları, reaktör tıkanması ve yüksek konsantrasyonlu atık suyun arıtılmasındaki zorluklar gibi büyük dezavantajları da vardır.
Başlangıçta, boyama ve baskı atık sularının arıtımında demir-karbon mikroelektroliz teknolojisi uygulanmış ve olumlu sonuçlar alınmıştır. Ayrıca, kağıt yapımı, ilaç, kok, yüksek tuzlu organik atık su, elektro kaplama, petrokimyasallar, pestisit içeren atık suyun yanı sıra arsenik ve siyanür içeren atık suyun arıtılmasında da kapsamlı araştırma ve uygulamalar yapılmıştır. Organik atık suyun arıtımında, mikroelektroliz yalnızca organik bileşikleri uzaklaştırmakla kalmaz, aynı zamanda COD'yi azaltır ve biyolojik olarak parçalanabilirliği artırır. Organik bileşiklerdeki oksidatif grupların adsorpsiyon, pıhtılaşma, şelasyon ve elektro-birikim yoluyla uzaklaştırılmasını kolaylaştırarak daha ileri arıtma için uygun koşullar yaratır.
Pratik uygulamalarda, demir-karbon mikroelektrolizi önemli avantajlar ve ümit verici beklentiler göstermiştir. Ancak tıkanma ve pH düzenlemesi gibi sorunlar bu sürecin daha da gelişmesini sınırlamaktadır. Çevre profesyonellerinin, büyük ölçekli endüstriyel atık suyun arıtımında demir-karbon mikroelektroliz teknolojisinin uygulanmasına yönelik daha uygun koşullar yaratmak için daha fazla araştırma yapması gerekiyor.
Gönderim zamanı: Eylül-07-2023